Boşanma Sebepleri adlı yazımızda bahsedildiği üzere Türk Medeni Kanunu’nda beş farklı özel boşanma sebebi bulunmaktadır. Bunların dışında genel boşanma sebebi olan evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanma da bulunmaktadır. Yazımızda özel boşanma sebeplerinden olan ve Türk Medeni Kanunu madde 165’de düzenlenen boşanma sebebi olan ‘AKIL HASTALIĞI’ incelenecektir.
GİRİŞ
Türk Medeni Kanunu’nun 164. maddesinde düzenlenen AKIL HASTALIĞI’ boşanma sebebi nısbi, kusura dayanmayan ve özel bir boşanma sebebidir. Bu boşanma sebebi nısbidir çünkü; eşin akıl hastalığına yakalanmış olması boşanma için tek başına yeterli olmayıp akıl hastalığının evlilik birliğini çekilmez hale getirdiğinin açılan boşanma davasında ayrıca ispat edilmesi gerekmektedir. Eşin kendi rızası dışında bir hastalığa yakalanması sebebi ile kusura dayanmayan bir boşanma sebebidir . Boşanma sebebi olarak özel bir durum arandığından ve kanun sistematiğinde ayrıca düzenlenmesi sebebi ile de özel boşanma sebebi olarak karşımıza çıkmaktadır.
Akıl hastalığı nedeni ile boşanma davası açabilmek için; akıl hastalığının sonradan ortaya çıkmış olması gerekmektedir. TMK madde 133’te yer alan ‘Akıl hastaları, evlenmelerinde tıbbî sakınca bulunmadığı resmî sağlık kurulu raporuyla anlaşılmadıkça evlenemezler.’ hükme göre sürekli ve tedavisi mümkün olmayan bir akıl hastalığının varlığı bir evlenme engeli olarak karşımıza çıkmaktadır. Akıl hastalığının evlenmeden önce var olması halinde boşanma davası değil evliliğin geçersizliği amacıyla TMK madde 145/3 uyarınca mutlak butlan davası açılmalıdır.
AKIL HASTALIĞI NEDENİ İLE BOŞANMA DAVASI AÇMANIN ŞARTLARI
TMK madde 165 : ‘’ Eşlerden biri akıl hastası olup da bu yüzden ortak hayat diğer eş için çekilmez hâle gelirse, hastalığın geçmesine olanak bulunmadığı resmî sağlık kurulu raporuyla tespit edilmek koşuluyla bu eş boşanma davası açabilir.’’
Kanun maddesi akıl hastalığı sebebi ile boşanma davası açabilmek için gerekli şartların neler olduğu konusunda bize ipucu vermektedir. Buna göre;
- Eşlerden birinin akıl hastası olması,
- Akıl hastalığının, ortak hayatı çekilmez kılması,
- Akıl hastalığının iyileşmesinin mümkün olmadığının resmi sağlık kurulu raporuyla belgelenmesi gerekmektedir.
Boşanma Davaları Açısından Akıl Hastalığı
‘’Akıl hastalığı ya da mental bozukluk, sıkıntı, bilişsel işlevlerin bozulması, atipik davranış ve/veya maladaptif davranış ile tanımlanan akıl sağlığı durumlarından birini ifade eder.” gibi bir tanım yapmak mümkünse de ilgili tanım tıp biliminin konusudur.
Boşanma davaları için akıl sağlının düzelemeyecek vaziyette olması ve bu sağlık durumunun evliliğin devam etmesine engel olması gerekli ve yeterlidir. Örneğin eşe şizofren tanısı konulmuş olabilir ancak alınan resmi sağlık kurulu raporunda kişinin hastalığın hafif seviyede olduğu ve boşanmayı gerektirecek nitelikte olmadığına dair kanaat getirilmiş ise bu konuda hakim boşanma kararı veremeyecektir. Diğer başka bir örnekte kronik akıl hastalığının tedavisinin mümkün olduğu resmi sağlık kurulunca tespit edildiği takdirde yine boşanma kararı verilemeyecektir.
Görüleceği üzere şifozreni, bipolar bozukluk, anksiyete, demans, sara hastalığı, zeka geriliği vb. hastalıklar boşanma sebebidir demek mümkün değildir. Her kişinin hastalığı biricik olup kişiye yapılan muayene sonucunda verilen bilimsel mütalaaya göre boşanma kararı verilmektedir. Bu sebeple belli bir hastalık boşanma sebebidir demekten ziyade akıl hastalığın hangi boyutta ve etkide olduğunun ortaya konulması gerekmektedir.
‘’Zeka geriliğinin akıl hastalığı sayılıp sayılmayacağı tabi mütaalası ile belli olur. Teknik nitelikte bulunan bu konuda hâkimin takdir hakkı söz konusu değildir.” (Yargıtay . 2. H.D., 1991/9470 E., 1991/12457 K. 14.10.1991 T.,)
“Davalının sara hastası olduğu anlaşılmaktadır. Eşlerden birinde bu hastalığın varlığı başlı başına bir boşanma sebebi değildir. Davalının hastalığının tedavisinden kaçındığına dair bir delil olmadığı gibi, alınan raporda ruhsal bakımdan evliliği, yürütebilecek yeterliğe sahip olduğu da belirlenmiştir.. O halde davanın reddi gerekirken..” (Y. 2. H.D., , 2004/4941 E., 2004/7899 K. 15.06.2004 T.)
Akıl Hastalığının Ortak Hayatı Çekilmez Kılması
Akıl hastalığı sebebine dayanarak boşanma kararı verilebilmesi için, akıl hastalığının diğer eş için ortak hayatı çekilmez hale getiriyor olması gerekir. Akıl hastası eşin, evlilik birliğinden doğan yükümlülükleri yerine getirememesi de muhtemeldir.
Akıl hastalığı sebebi ile eş diğer eşe maddi, psikolojik ve ekonomik cinsel şiddete başvurulmuş ve bu durum diğer eş için evlilik birliğini çekilmez hale getirebilir. Diğer eşe karşı gerçekleştirilen menfi davranışların dışında eş örneğin evi terk edebilir veya sürekli olarak sağlık kurumunda gözetim altında tutulması gerekebilir bu gibi durumlarda evlilik birliğinin çekilmez bir hal aldığından bahsetmek mümkün olacaktır.
Ortak hayatın çekilmez hale gelip gelmediği davaya bakan hakimin takdir yetkisindedir. Boşanmayı talep eden eşin (davacının) yaşı, ruhsal durumu, akıl hastası eşine karşı reaksiyonu, çocuk sayısı, akıl hastalığının , çocuklar üzerindeki etkisi gibi parametreleri davaya bakan hakim değerlendirecek ve eldeki delillere göre karar verecektir. Genel hükümler uyarınca da boşanmayı talep eden eşin ortak hayatın çekilmez bir hal aldığını ispat etmelidir.
“Türk Medeni Kanunu'nun 165. Maddesi uyarınca, eşlerden biri akıl hastası olup da bu yüzden ortak hayat diğer eş için çekilmez hale gelirse, hastalığın geçmesine olanak bulunmadığı resmi sağlık kurulu raporuyla tespit edilmek koşuluyla bu eş boşanma davası açabilir. Toplanan delillerle, davalının akıl hastalığının davacı eş için müşterek hayatı çekilmez hale getirdiği kanıtlanmamıştır. Davacının davasının reddi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.’’ (Yargıtay. 2. H.D., 2009/5912 E, 2010/8623 K. 29.04.2010 T.)
Akıl Hastalığının İyileşmesinin Mümkün Olmamasının Resmi Sağlık Kurulu Raporu İle Belgelenmesi
TMK madde 165’e göre boşanma kararı verilebilmesi için eşin akıl hastalığının iyileşemez vaziyette olması ve bu durumun resmi sağlık kurulu raporu ile tespit edilmiş olması gerekmektedir. Akıl hastası olan eşe daha önceden akıl hastalığı sebebi ile vasi tayin edilmiş olabilir ancak önceki bir tarihte kişiye akıl hastalığı sebebi ile vasi atanmış olması tek başına boşanma için yeterli değildir.
Akıl hastalığı sebebi ile boşanma davası açıldığında hakim öncelikle davalının ,akıl hastası olduğu iddia edilen eşin, dava ehliyetinin olup olmadığını değerlendirecek ve ilgili durumu Sulh Hukuk Mahkemesi’ne bildirecektir. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin vereceği karar bekletici mesele yapılır ve verilen karar neticesinde boşanma davasına devam edilir. Boşanma davası devam edilirken ise ‘akıl hastalığının tedavi edilemez nitelikte olduğu’ ve ‘akıl hastalığının dava tarihinde devam ettiği’ nin resmi sağlık kurulu raporunda belirtilmesi gerekmektedir.
Akıl hastası olduğu iddia edilen eşin fiili ehliyetinin olmadığına ilişkin bir takım şüphe veya davalı tarafından sunulan delillerin var olması gerekmektedir. TMK madde 165’ e göre açılan her boşanma davasında kısıtlanması gerektiği sonucu doğmamaktadır. Hakim mahkemeye sunulan deliller ve davalının davranışlarına göre Sulh Hukuk Mahkemesi’ne gönderme konusunda takdir yetkisine sahiptir.
Dosyada, davacının akli dengesinin bozuk olduğu yolunda hiçbir belge ve tanık beyanı yoktur..Eğer söylenen her söz muayene vesilesi yapılırsa, hasmın onuru ile oynamak imkanı, karşı tarafın eline verilmiş olur. Onun için ciddi görülmedikçe hâkimin bu yola gitmemesi gerekir. (Yargıtay 2. HD., 1985/ 2910 E., 1985 /5270 K. 30.05.1985 T.)
Akıl hastalığının tedavisinin mümkün olması halinde ise TMK madde 165’e göre açılan dava reddedilecektir. Bu sebeple dava devam ederken alınan sağlık kurulu raporu akıl hastalığı sebebi açılan boşanma davasında en önemli faktördür.
“Mahkemece bu konuda rapor alınmadığı gibi, mahkemenin kararında belirttiği İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin 01.12.2006 tarihli yazısı, davalının hastanede tedavi gördüğü 13.09.2004-12.10.2004 dönemine ait verilere dayanmaktadır. Bu yazı hüküm kurmaya yeterli değildir. Mahkemece yapılacak iş, davalıda bulunan akıl hastalığının ortak hayatı diğer eş için çekilmez hale getirecek nitelikte olup olmadığı ve hastalığın geçmesine olanak bulunup bulunmadığını resmi sağlık kurulu raporuyla tespit etmek, delilleri hep birlikte değerlendirip sonucu uyarınca karar vermekten ibarettir.” (Yargıtay 2. H.D., , 2007/6730 E., 2008/4453 K. 31.3.2008 T.)
Akıl Hastalığı Sebebi İle Boşanma Davalarında İspat
Akıl hastalığı sebebi ile boşanma davasında ispatlanması gereken husus akıl hastası olduğu iddia edilen eşin durumunun evlilik birliğini çekilemez hale getirdiğidir. Davacı olan eş diğer boşanma davalarında olduğunu gibi hukuka aykırı elde edilmemiş tüm ispat araçları ile evlilik birliğinin çekilmez olduğunun ispat edebilir. Eşin akıl hastalığı var ise bu durum ise sadece resmi sağlık kurulu raporu ile ispat edilebilir.
Akıl Hastalığı Sebebi İle Boşanma Davalarında Dava Açma Süresi
Akıl hastalığı sebebi ile boşanma davası açabilmek için kanunda herhangi bir hak düşürücü süre öngörülmemiştir. Bu sebeple akıl hastası olan eşe karşı boşanma davası her zaman açılabilir. Hastalığın başlangıcı üzerinde çok uzun bir süre geçmiş olması da davacının kötü niyetli olduğu şeklinde yorumlanmamaktadır.
Akıl Hastalığı Sebebi İle Boşanma Davalarında Tazminat
Boşanma davaları ikame edilirken genel maddi ve manevi olmak üzere iki tazminat kalemi gündeme gelmektedir. Ancak tazminat kusurlu olan veya daha fazla kusurlu eş aleyhine hükmedilen bir yaptırımdır. Akıl hastası olan eşin ise kusur yeteneği bulunmadığından dolayı akıl hastası olan eş aleyhine tazminat hükmedilemez.
TMK madde 174;
“Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddî tazminat isteyebilir.
Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir.”
Kanunun açıkça öngördüğü üzere kusur yeteneği olmayan eş yani akıl hastası olan eş aleyhine tazminata hükmedilemeyecektir.
Yetkili Ve Görevli Mahkeme
Diğer boşanma davalarında olduğu gibi yetkili mahkeme eşlerden birinin yerleşim yeri veya eşlerin davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir. (TMK 167).
Akıl hastalığı nedeniyle açılacak boşanma davasına bakmakla görevli mahkeme ise Aile Mahkemesi’dir. Aile Mahkeme’sinin olmadığı yerlerde ise asliye hukuk mahkemesi davaya aile mahkemesi sıfatıyla bakacaktır.
Av. Alper Şeref GÜLER