Genel Haciz Yoluyla Takip adlı yazımızda alacaklı tarafından başlatılan icra takibinin aşamalarından bahsetmiştik. Takip aşamalarının ilki alacaklının veya vekilinin icra dairesine takip talebi ile başvurmasıdır. Kendisine gelen takip talebindeki bilgilere göre icra dairesi borçluya bir ödeme emri düzenler ve tebliğe çıkarmaktadır. Ödeme emrinin 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca ilgilisine/borçluya tebliğ edilmesi ile tebliği alan borçlunun önünde bazı yollar bulunmaktadır. Borçlu;
- Ödeme emrine itiraz edebilir ve takibi durdurabilir.
- Ödeme emrinde yazılı borcu ödeyebilir ve takibi sonlandırabilir
- Ödeme emrine karşı kayıtsız kalabilir, bu durumda da icra takibinin diğer aşamalarına katlanabilir.
Yazımızda yalnızca genel haciz yoluyla takip kapsamında tebliğ edilen ödeme emrine itiraz konusunda bilgi verilecektir. Ödeme emrinin niteliği gereği takibe itirazın nasıl, ne zaman ve nereye yapılacağı, itirazın içeriğinde nelerin yer alması farklılık göstermektedir. İlamsız takibin diğer türleri olan kambiyo senerlerine mahsus haciz yolu, kiralanan taşınmazın ilamsız tahliyesi, rehnin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takip, abonelik sözleşmelerinden doğan para alacaklarına ilişkin haciz yolu takiplerinde tebliğ edilen ödeme emirlerine yapıacak itirazlar konusunda sitemizde yer alan diğer yazılarımıza göz atmanızı tavsiye ederiz.
ÖDEME EMRİ NEDİR?
İcra ve İflas Kanunu madde 60 'a göre kendisine geçerli bir takip talebi ulaşan icra dairesi bir ödeme emri düzenler. Genel Haciz Yoluyla Takip adlı yazımızda geçerli bir takip talebinde bulunması gereken hususlar bulunmaktadır.
İİK madde 60; İcra müdürü takip talebinin bu Kanunda öngörülen şartları içerdiğine karar verirse ödeme emri düzenler.
İcra müdürlüğü tarafından düzenlenen ödeme emri varsa takip talebinde eklenen senetler ile birlikte borçlu olarak gösterilene gönderilir.
İİK madde 61 ; Ödeme emri borçluya takip talebinden itibaren nihayet 3 gün içinde tebliğe gönderilir. Takip belgeye dayanıyorsa, belgenin tasdikli bir örneği ödeme emrine bağlanır.
Müşterek borçlular aynı zamanda takip ediliyorlarsa hepsinin veya bir kısmının bir mümessil tarafından temsil edilmeleri hali müstesna olmak üzere her birine ayrı ayrı ödeme emri tebliğ edilmek lazımdır.
Bir borçlu hakkında aynı günde birden ziyade takip talebi varsa icra dairesi bunların ödeme emirlerini aynı zamanda tebliğe gönderir.
Kanunen eklenmesi gereken müddetler saklıdır.
Borçlu hakkında bir icra dairesinde ayrı ayrı günlerde birden ziyade takip talebinde bulunulmuş ise bunlardan hiçbirinde kendisinden daha eski olan talepten önce ödeme emri tebliğe gönderilemez.
Kanun metninde her ne kadar takip talebinin icra dairesine iletilmesinden itibaren 3 gün içinde ödeme emrinin tebliğe çıkarılması öngörülmüş ise de uygulamada bu süreye riayet edilmediği görülmektedir. İcra daireleri iş yoğunluğu ve personel saysısını gerekçe göstererek kendilerine iletilen takip taleplerini sıraya koyarak ödeme emirlerini daha geç tarihlerde tebliğe çıkardığına sıklıkla rastlamaktayız.
İLAMSIZ TAKİPLERDE ÖDEME EMRİNİN İÇERİĞİNDE NELER VARDIR?
Ödeme emrinde icra dairesine ait bilgiler, alacaklıya ait bilgiler, borçluya ait bilgiler borca ait bilgiler ve nihayet borçlunun sahip olduğu haklar ve yükümlüklerin yer aldı bir ihtarat metni yer almaktadır.
İcra takip süreçlerine vakıf olan kişiler her ne kadar ödeme emrinin nasıl bir belge olduğunu bilseler dahi birçok kişi kendisine tebliğ edilen bir ödeme emrinin mahiyetini bilmemektedir. Diğer taraftan kişilere Türk Ceza Kanunu'nda yer alan ''Bilişim Sistemlerini Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık Suçu'' teşkil edecek bir çok sms veya mail yoluyla borcunun olduğuna yönelik içerikler gönderilmekte ve maddi menfaatler sağlanmaktadır. Bu sebeple geçerli bir ödeme emri nasıl olur? Geçerli bir ödeme emri neye benzer? Geçerli bir ödeme emri nasıl tebliğ edilir ? gibi sorulara cevap vermek gerekmektedir.
Öncelikle İİK madde 21' 2 göre icra tebliğlerinin Tebligat Kanunu'na göre yapılacağı hüküm altına alınmıştır. Tebligat Kanunu'na göre ise bir tebliğin geçerli olması için birçok koşulu vardır. İcra tebliğleri - elektronik tebligat hükümleri saklı kalmak kaydıyla- Tebligat Kanunu madde 2'ye göre resmi memur vasıtası ile yapılması zorunludur. Bu sebeple ödeme emrinde belirtilen adrese PTT çalışanı tarafından bir tebliğ yapılması gerekmektedir. Tebliğin asile yapılması esas olmakla birlikte tebliğ almaya yetkili çalışana, aynı evde yaşayan hizmetçiye veya diğer kişilere tebliğ yapılması da geçerli bir tebligat sonucunu doğurur. İcra Dairesi'nde çalışan kişilerin telefonla borçluları araması, sms veya mail göndermeleri şeklinde bir usul kanunumuzda yer almamaktadır.
Yukarıda bahsettiğimiz üzere ilk defa icra takibi ile karşılaşan kişiler ödeme emrinin neye benzediği hususunda tereddüt yaşamaktadır. Genel Haciz Yoluyla Takip'te ödeme emri İcra İflas Kanunu Yönetmeliği 'nin ekinde bulunan Örnek No: 7 'ye göre düzenlenmekte ve muhatabına tebliğe çıkarılmaktadır.
Örnekte görüleceği üzere ödeme emrinin sol üst kısmında icra takip işlemlerinin başlatıldığı ve ödeme emrini çıkartan İcra Dairesi ve dosya numarası yer almaktadır. Sağ üst köşede ise İcra İflas Kanunu Yönetmeliği'ne göre düzenlendiğini ve bu ödeme emrinin ''Genel Haciz Yoluyla Takip'' e ilişkin bir ödeme emri olduğunu gösteren Örnek No: 7 yazmakta ve başlık kısmında da ''İlamsız Takiplerde Ödeme Emri'' yazmaktadır.
Ödeme emrinin ikinci bölümünde ise alacaklıya ait bilgiler, borçluya ait bilgiler, borca ait bilgiler yer almaktadır. İlamsız İcra Takibin Ödeme Emri'nin ihtar bölümünde ise şu metin yer almaktadır;
Ödeme emrinde bulunan ihtar metninin altında icra müdürünün imzası ve mührü bulunmaktadır. Ödeme emrinin sol alt köşesinde ise borçlunun ödeme yapma yolunu seçmesi halinde ödeme yapacağı icra dairesinin hesap bilgileri yer almaktadır.
Kişisel verileri hukuka aykırı olarak elinde bulunduran ve kullanan kişiler, sahte ödeme emirleri düzenleyerek çeşitli iletişim araçları ile kişilere bu ödeme emirlerini göndermektedir. Hayatı boyunca kimseye borcu olmayan kişiler ise kendisine gelen sahte ödeme emirlerine itibar ederek hiçbir zaman doğmamış borçları ödemektedir.
Bu sebeplerle - elektronik tebligat ve ilan yoluyla tebliğ hükümleri saklı kalmak üzere - geçerli bir ödeme emri PTT çalışanı tarafından adrese yapılmalıdır. Ödeme emrinde örneklerle açıkladığımız kayıtlar olmalıdır. Son olarak usulüne uygun olarak ödeme emrini tebliğ aldığınız takdirde UYAP vatandaş portal üzerinden de hakkınızda başlatılan bir icra takibi olup olmadığını kontrol etmenizde fayda olacağını düşünüyoruz.
ÖDEME EMRİNE İTİRAZ NE ZAMAN YAPILIR?
Alacaklı takip talebini usulüne uygun olarak iletmiş, icra dairesi de takip talebine uygun olarak bir ödeme emri düzenlemiş, ödeme emri borçluya tebliğ edildiği varsayımında artık borçlu eğer bu alacağa karşı koymak istiyorsa bir takım işlemleri gerçekleştirmesi gerekecektir.
İİK madde 62; İtiraz etmek istiyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur. İtiraz, takibi yapan icra dairesinden başka bir icra dairesine yapıldığı takdirde bu daire gereken masrafı itirazla birlikte alarak itirazı derhal yetkili icra dairesine gönderir; alınmayan masraftan memur şahsen sorumludur.
Borçlu ödeme emrinde yazan borcu ödemek istemiyorsa; kanun metninde açıkça görüleceği üzere ödeme emri tebliğ edildiği günden itibaren yedi gün içinde itiraz edilmesi gerekmektedir. İcra hukukunda sürelerin kısa olması ve usuli işlemlerin önemli olmasından dolayı ödeme emrini tebliğ alan borçluların alacağa koarşı koyabilmleri için önlerinde yedi günlük bir süreç bulunmaktadır. Yedi günlük süreçte itiraz edilmemesi halinde takip kesinleşecek ve alacaklı artık borçlunun mal ve haklarının haczini isteyebilecektir.
ÖDEME EMRİNE İTİRAZ NASIL YAPILIR?
Borçlu kendisine tebliğ edilen ödeme emrinde yazılı borcu çeşitli sebepler ile ödemekten kaçınmak isteyebilir. Örneğin gerçekte böyle bir borç vardır ancak borçlu bu borcu ödemiş olabilir, borç zamanaşımına uğramış olabilir, borcun miktarı ödeme emrinde gösterilen miktardan farklı olabilir, borcun kaynağı bir protokol olabilir ve bu protokol borçlu tarafından imzalanmamış olabilir, borç bir sözleşmeden kaynaklamış ve alacaklı bu sözleşmenin tarafı olmayabilir, alacağın vadesi gelmemiş olabilir, borçlu ödeme emrinde anılan borcu kendi alacağı ile takas etmiş olabilir, alacaklı tarafından aynı borç için başka bir takip açıldığını öne sürebilir.
Borçlu ödeme emrine yapacağı itirazda bir sebep belirleyebilir. Örneğin borç zamanaşımına uğramıştır, takip yetkisiz icra dairesinde açılmıştır, borcun vadesi henüz gelmemiştir vb. Diğer taraftan borçlu hiçbir sebep bildirmeden de itiraz edebilir. Örnek vermek gerekirse borcum yoktur, itiraz ediyorum şeklinde de itiraz edebilir.
Borçlunun sebep bildirerek veya bildirmeyerek itiraz etmesinin takibe yapacağı etki açısından bir fark yoktur. Aşağıda değinilceği üzere borçlu, icra yargılamasında itiraz sebepleri ile bağlı olup yargılama sırasında itiraz sebeplerini genişletemez ve değiştiremez. Borçlu sebep belirtmediği takdirde icra yargılamsında ancak senet metninden anlaşılan itiraz sebeplerini sunabilecektir.
Ödeme emrine karşı yapılan itirazlar farklı şekilde tasnif edilmesi mümkün ise de temelde iki tür itiraz sebebi vardır. Bunlar;
- İmzaya itiraz
- Borca itiraz
İmzaya İtiraz; Borçlu kendisine yöneltilen icra takibi adi bir senede dayanıyor ise imzaya itiraz edebilir. Borçlu imza itirazında bulurken bu durumu açık bir şekilde beyan etmesi gerekmektedir. Örneğin senet altındaki imza bana ait değildir, takip dayanağı belgedeki imza sahtedir, .... tarihli protokoldeki imzayı kabul etmiyorum vb.
Borçlu açık bir şekilde imzaya itiraz etmediği takdirde takip dayanağındaki senetteki imzayı kabul etmiş sayılır. Bu durumda icra yargılamasında artık senet altındaki imza inceleme konusu yapılmaz.
Borca İtiraz; Borçlunun imza itirazı dışında yapacapı tüm itirazlar borca itirazdır. Borçlunun; alacaklının icra taraf ehliyeti olmadığına dair itirazı, icra dairesinin yetkisiz olduğuna dair itirazı, zamanaşımı itirazı, mükerrer icra takibi itirazı, borcun miktarına itirazı gibi itirazların hepsi borca itirazdır.
Borçlunun İtiraz Sebepleri İle Bağlı Olması
Borçlu itiraz ederken herhangi bir sebebe dayanmak zorunda değildir. Ancak İİK madde 62/5' göre borçlu icra yargılamasında senet metninden anlaşılan itiraz sebepleri dışında itiraz öne süremez. Örnek vermek gerekirse borçlu yalnızca ödeme emrine itiraz ederken yalnızca borcum yoktur şeklinde itiraz etmiş olsun. Alacaklının açacağı itirazın kaldrılması davasında borçlu artık takip dayanağı protokole dair bir itiraz sunamayacaktır. Ancak protokol metnindeki borcun doğumu üzerinden on yıldan uzun bir süre geçmiş olduğunu görmesi durumunda artık zamanaşımı itirazında bulunabilecektir.
Başka bir örnek vermek gerekirse borçlu zamanaşımı itirazında bulunması durumunda, borcun aslında zamanaşımına uğramaması halinde artık takas itirazında veya imza itirazında bulunamayacaktır.
Borcun Bir Kısmına İtiraz Nasıl Yapılır?
Borçlu kendisine tebliğ edilen borcun bir kısmını kabul edebilir ancak geriye kalan kısmını çeşitli sebepler ile ödemekten kaçınabilir. Bu durumda borçlu icra dairesine sunacağı itirazında borçlu olduğu ve olmadığı kısmı açıkça göstermelidir. Örneğin borcum 5 bin değil 3 bindir şeklinde açıkça bildirmelidir. İİK madde 62/4' göre bu şekilde yapılmayan kısmı itirazlar hiç yapılmamış sayılır. Dikkat edilirse borcum bu kadar değilidir şeklinde miktar belirtilmeyen kısmi itiraz yok hükmünde olup takibin devamını sağlarken, borcum yoktur şeklindeki itiraz takibin tamamını durdurur.
Kısmi itirazda değinilmesi gereken bir diğer husus borçlunun açıkça belirttiği kısım için takip dururken, itiraz edeilmeyen kabul edilen miktar yönünden takip kesinleşir.
Ödeme Emrine İtiraz Nereye Yapılır?
Ödeme emrinin kendisine tebliğ olması ile birlikte borçlu yedi gün içerisnde icra dairesine itiraz etmelidir. İİK madde 62'den açıkça anlaşılacağı üzere itiraz için özel bir şekil öngörülmemiştir. Buna göre borçlu dilerse bir dilekçe oluşturarak takibin yapıldığı icra dairsine başvurur ve dilekçesini teslim eder, dilerse de icra memuruna dosya numarasını söyleyerek sözlü olarak itiraz edebilir.
Borçlu dilerse takibin yapıldığı icra dairesine sözlü veya yazılı olarak itiraz edebilir, dilerse başka bir icra dairesine başvurarak itiraz edebilir. Ancak takibin yapıldığı yerden başka bir yerdeki icra dairesine itiraz eden borçludan bir takım giderler alınır (posta pulu gibi). İtirazın yapılması ile birlikte itiraz edene bir alındı belgesi verilir (İİK madde 62/6). Ödeme emrine itiraz eden borçlunun icra dairesi tarafından verilen bu belgeyi en az bir sene saklamasını tavsiye ederiz.
Ödeme Emrine Geçikmiş İtiraz Nedir?
Geçikmiş itiraz İİK madde 68'de düzenlenmiştir. Buna göre;
Borçlu kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir.
Ancak borçlu, maniin kalktığı günden itibaren üç gün içinde,mazeretini gösterir delillerle birlikte itiraz ve sebeplerini ve müstenidatını bildirmeye ve mütaakıp fıkra için yapılacak duruşmaya taallük eden harç ve masrafları ödemeye mecburdur.
İtiraz üzerine icra mahkemesi ancak gecikme sebebinin mahiyetine ve hadisenin özelliklerine göre takibin tatilini tensip edebilir. İcra mahkemesi, tetkikatını evrak üzerinde yapar. Lüzumu halinde iki tarafı hemen davetle mazeretin kabule şayan olup olmadığına karar verir. Duruşmaya karar verilmemesi halinde borçludan alınan masraflar kendisine iade olunur.
Mazeretin kabulü halinde icra takibi durur. Aynı celsede alacaklı itirazın kaldırılmasını sözlü olarak da istiyebilir.Bu takdirde tahkikata devam olunarak gerekli karar verilir.
Daha önce borçlunun mallarına haciz konulmuşsa mazeretin kabulü kararının tefhim veya tebliği tarihinden itibaren alacaklı yedi gün içinde, icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını istemez veya aynı süre içinde 67 nci maddeye göre mahkemeye başvurmazsa haciz kalkar.
Borçlunun elinde olmayan - kusuruna dayanmayan- sebepler ile itiraz süresi içinde itiraz edememesi halinde engelin kalkmasından itibaren 3 gün içinde icra mahkemesine başvurarak takibin durmasını sağlayabilir. Bu itiraz çeşidine geçikmiş itiraz denilmektedir.
Ödeme emrinin usulüne uygun olarak borçlu asil dışında birine tebliğ edildiği durumlarda geçikmiş itirazdan bahsedebiliriz. Geçikmiş İtirazda bulunabilmek için ön koşul tebligatın usulsüz değil usulüne uygun olarak yapılmış olması gerekmektedir. Örneğin muhatabın evde olmaması durumunda , sürekli mi geçici olduğunun , ismini belirtmeyen komşudan alacağı bilgi ile tebliğ mazbatasını doldurması usulsüz bir tebligat olup; usulsüz tebligatın varlığı halinde geçikmiş itirazda bulunulması mümkün değildir.
Geçikmiş itirazın ikinci koşulu ise borçlunun elinde olmayan - kusuruna dayanmayan- sebepten dolayı ödeme emrinden haberdar olmamış olmalıdır. Örneğin tebliğ memuru aynı konutta yaşayan eşe ödeme emrini tebliğ etmiş ancak borçlu bu sürede entübe halde hastanede bulunuyorsa, taburcu olması ile engelin kalktığından bahsetmek mümkün olacaktır.
Geçikmiş itirazda bulunabilmek için son şart ise süre şartıdır. Buna göre engelin kalkması ile birlikte 3 gün içinde borçlu icra mahkemesine başvurmak zorundadır. İkinci bir süre ise paraya çevirme işleminin sonuna kadar bu talebin icra mahkemesine iletilmesi gerekmektedir. Bu süreler hak düşürücü olup mahkeme tarafından resen değerlendirilecektir.
Geçikmiş itirazda ;süresinde yapılan itirazdan farklı olarak talep yazılı olarak icra dairesine yapılmaktır. Talep dilekçesinde mazerete ait vesikalar sunulmalıdır. Yurtdışında bulunulduğu takdirde pasaport sayfalarının örnekleri, hastaneden tedavi görüşüyorsa taburcu belgesi, bulunulan yerde mücbir sebep ilan edildiyse buna dair karar talep dilekçesine eklenmelidir.
Borçlunun geçikmiş itirazına dair taleplerde icra mahkemesi mazeretin haklı olup olmadığına ilişkin inceleme yapar. İcra mahkemesi borçlunun mazeretini haklı bulursa, tıpkı süresinde yapılmış bir itiraz gibi sonuç doğurur ve takip durur.
Ödeme Emrine İtirazın Sonuçları
Ödeme emrine alacaklı veya vekili tarafından itiraz edilmesi halinde takip durur. Alacaklının duran takibi devam ettirebilmesi adına itirazın kaldırılması veya itirazın iptali davalarını açması gerekmektedir. Buna göre elinde İİK madde 68'de yer alan senetler bulunan alacaklı altı aylık süre içinde itirazın kaldırılması davasını icra mahkemesinden isteyebilir. Diğer taraftan alacaklı elinde İİK madde 68' de yer alan belgeler olsun veya olmasın bir yıl içinde genel mahkemelerde itirazın iptali davası açabilir.
SONUÇ
Herhangi bir belgeye , bir ispat vesikasına ihtiyaç duyulmadan başlatılabilen icra takibine genel haciz yoluyla icra takibi denmektedir. Alacaklılar herhangi bir belgeye dayanmadan icra takibi başlatabilirken borçlular da benzer şekilde bir evraka dayanmadan başlatılan icra takiplerine karşı koyabilmektedir.
Yazımızda yalnızca genel haciz yoluyla ilamsız takip kapsamında gönderilen ödeme emrinin niteliği ve itirazın nasıl yapılacağı üzerinde durulmuştur. İcra ve İflas Kanunu'nda yer alan diğer takip türlerine ait ödeme emirlerine itirazın usulleri farklılık göstermektedir. Diğer taraftan 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Kanunu Kapsamında gönderilen ödeme emirlerine karşı koymak adına yapılacak usuli işlemler de burada anlatılamıştır.
İcra ve İflas Kanun'nda yer alan alan sürelerin kısa olması ve takip hukukunun bir usul hukuku olduğunu göz önüne alındığında ödeme emrine itiraz edilmesi basit gözükse de nitelikli bir ödeme emrine itiraz; takibin ilerleyen aşamalarında önemini göstermektedir. Hak kaybına uğramamak adına icra takip sürecini icra avukatı ile yürütmenizde fayda olacaktır.